Evlilikte Mutluluğu Yakalamanın Yolları

Evlilikte Mutluluğu Yakalamanın Yolları

Evlilikte Mutluluğu Yakalamanın Yolları
Evlilikte Mutluluğu Yakalamanın Yolları
Evlilik denilen kurum, tamamen evlenenlerin tutumlarına göre şekil alan bir kurumdur. Evlilikten korkan kişiler aslında en çok kendilerinden korkmaktadır. Özellikle sonsuz aşk ve heyecan beklentisinde olanlar evlilikte büyük oranda hayal kırıklığına uğrayacaklarını çok iyi bilir. Aşk ve heyecan ancak bilinmeyene karşı oluşan duygulardır. Gizemler açığa çıktıktan sonra genellikle bu duygular yok olur ya da boyut değiştirerek sevgi bağına dönüşür. Heyecanı kaybedenlerden bazıları panikleyerek yeni heyecanlara yelken açmak için evliliği bir çırpıda zedeleyebilir. Kişiler böyle anlar yaşadığında, yaşayabileceği her ilişkinin bu süreçlerden geçeceğini düşünmeli ve var olan ilişkisini geliştirerek yeni heyecanlar katma yoluna girmeyi tercih etmelidir.
Karşılıklı sevgi ve saygı evlilik ilişkisini yürütmede çok önemlidir. Bir insanın eşi aynı zamanda onun ömürlük dostu olabilmelidir; ancak bu şekilde doyurucu bir ilişkiden söz edebilmek mümkündür.  Mutluluğu yakalamak ya da mutluluktan tamamen uzaklaşarak ayrılık yoluna girmek eşlerin elindedir. İlişkinin çok daha iyi hatta ömürlük olmasını her iki tarafın birden istemesi şarttır. Tek tarafın çabası evlilik ilişkisini kurtarmada yeterli gelmeyecektir.

Evlilikte Mutluluğun Önüne Geçen Faktörler Nelerdir?

Evlilikte Mutluluğun Önüne Geçen Faktörler Nelerdir
Evlilikte Mutluluğun Önüne Geçen Faktörler Nelerdir
İlişki denilen kavram aslında çatışmalar ve çözümlemelerle doludur ve bu doğal bir süreçtir. İlişkilerde yaşanan çatışmalı ve sorunlu süreçler, iyi yönetildiği ve doğru bir şekilde çözüldüğü zaman ilişkiyi çok daha kıymetli boyutlara taşımakta ve güçlendirmektedir. Burada önemli olan; bu çatışmaları güven, sevgi ve saygı çizgisinden çıkmadan atlatabilmektir. Bu da doğru ve sağlıklı bir iletişimden geçer. Ancak çoğu defa eşler bu doğru iletişimi kurmayı başaramamakta ve ilişkinin çıkmaza girmesine seyirci kalmaktadır.
Benlik duygusu ve gurur buna sebep olan en önemli iki unsurdur. Eşler birbirini anlamak yerine kendilerini savunmayı ve haklı çıkmayı tercih ederler ve ilişkilerini bu yolda harcayabilirler. Oysa herkes kendisine göre haklıdır ve hep haklı kalacaktır. Eşler haklı olmaktan vazgeçip mutlu olmaya odaklanmalıdır.
Evlilikte mutluluğa gölge düşüren ve ilişkiyi yıpratan bazı yaygın faktörler şunlardır:

Çatışmalara Dâhil Olan Diğer Kişiler:

Çatışmalara Dâhil Olan Diğer Kişiler
Çatışmalara Dâhil Olan Diğer Kişiler
Bu kişiler anne, bana, arkadaş, kuzen, kardeş, komşu hatta dış kapının dış mandalı bile olabilmektedir. Kişiler çatışma anlarında ilişkilerine müdahil olan kişiler konusunda dikkatli olmalıdır. Ateşin daha da körüklenmesi, hatta bu ateşin ilişkiyi yakıp kül etmesi durumları çok yaşanmaktadır.  Sorunlar mümkün olduğunca dışarıya sızmadan çözülürse en iyi sonuç alınacaktır; ancak bazı zamanlarda eşlerin tek başlarına işin içinden çıkamadıkları durumlar olur. Bir tavsiyeye ya da formüle ihtiyaç duyarlar. Bu tür durumlarda sıkıntıları açmak ve çözümlemek için; evlilik kurumuna saygı duyan, tarafsız, bilgili, tecrübeli birini bulmak ve diğerlerini tamamen göz ardı etmek gerekir. Bu konuda en iyi seçenek; psikoterapi eğitimi almış olan (yani terapi uygulama yetkisi olan) bir psikoloğa ya da psikiyatriye başvurarak “evlilik terapisi” almaktır.
Evlilik terapisi konusunda zamanımızda imkânlar arttırılmıştır. Ancak gerek ulaşım gerekse maddi açıdan terapi alacak imkâna sahip olmayanlar da olacaktır. Bu kişilerin, aklı başında ve tarafsız olarak gördükleri bir büyüklerinden tavsiye almalarında sakınca yoktur. Alınan tavsiyeleri eşler kendi akıl süzgeçlerinden geçirerek uygulamalıdır.

Maddi Sıkıntılar:

Maddi Sıkıntılar
Maddi Sıkıntılar
Evliliğin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde her ne kadar inkâr edilse de maddiyat da önemli bir yere sahiptir. Özellikle temel ihtiyaçların giderilemeyeceği kadar büyük bir maddi darlık eşleri birbirine düşürebilmektedir. Temel ihtiyaçların giderilememesi başkalarına bağımlı olmaya ve devamlı borç içine girmeye sebep olur. Bu durum evliliğe ister istemez pek çok kişiyi dâhil eder ve ilişkiyi açık hedef haline getirir. Oldukça yıpratıcı bir süreçtir. Bu süreci iyi yönetebilmek ve elde mevcut olan imkânları en doğru şekilde kullanabilmek çok önemlidir.
Hem kadın hem de erkek ciddi bir özveri, sabır ve çaba göstermeli, kendilerini bu bağımlı durumdan çıkarıp kendilerine yeter bir duruma getirmelidir.  Maddi darlık kadar aşırı maddi bolluk da eşler arasındaki bağları koparabilmektedir. Tüm bu süreçlerde asıl mesele kişilerin mevcut durumu yönetebilmeleri ve dengede tutabilmeleridir.

Kendini Adamak:

Kendini işlerine adamak evlilikte yapılan en büyük yanlışlardandır
Kendini işlerine adamak evlilikte yapılan en büyük yanlışlardandır
“Kendini işlerine adamak, çocuklarına adamak, kariyerine adamak” Tek bir şeye kanalize olmak ve onun dışındaki hiçbir şeyi önemsememek evlilikte yapılan en büyük yanlışlardandır. İşkolik erkekler ve fazla anaç olan kadınlar toplumumuzda yaygın olarak gözlenmektedir.
Çocuklar ve iş için cinsellikten tamamen kopmak, dışarıda hiç baş başa olmamak, kendine bakmayı ihmal etmek pek çok kişiye tanıdık geliyordur. İş hayatı ve para mutlu bir aileye sahip oldukça kıymetlidir ve çocuklar anne ve babaları birbirine bağlı oldukça mutludur. Eşler bunu akıllarından çıkarmadan yaşamalı ve birbirlerine vakit ayırıp aşklarını tazelemeyi ihmal etmemelidir.
Kendini adama konusunda ölçüsüz davranmak çoğu kişi tarafından erdemli bir davranış gibi görünür; ancak oldukça yanlıştır. Ölçüsüz fedakârlık karşı tarafı nankörlük yapmaya zorlar. Bu da fedakârlık yapan taraf açısından hayal kırıklığı ve aşırı taviz; fedakârlık yapılan taraf açısından da gereksiz vicdan azabına sebep olur. Dengeli olmayı ve büyük beklentilere girecek kadar fedakârlık yapmamayı öğrenmek gerekir.

Evlilikte Mutluluğu Yakalamak İçin Neler Gerekir?

Evlilikte Mutluluğu Yakalamak İçin Neler Gerekir
Evlilikte Mutluluğu Yakalamak İçin Neler Gerekir
Evlilikte mutluluğu yakalamak için her şeyden önce birlik ve beraberlik gerekir. Sadece erkeğin ya da sadece kadının evlilik adına güzel bir şeyler yapması ve diğerinin bütün bu çabaları görmemesi ya da aşağılaması sorunları çözmeyecek hatta daha da derinleştirecektir. Bundan dolayı eşler mutluluğu beraber istemeli ve paylarına düşeni en güzel şekilde yapmalıdır. Bu konuda eşler anlaşma sağladığı takdirde diğer tavsiyeler evliliği yeniden canlandırmada ve heyecanı uyandırmada etkili olacaktır.
İletişimde yeterlilik sağlandığında her iki taraf birbirinin penceresinden bakmaya başlayacak ve asıl ihtiyaçlar daha iyi anlaşılacaktır. İlişkiyi güçlendirebilmek için nasıl bir yol izleyeceğine eşler empati kurarak daha rahat karar verebilir, uygulamalar kolaylaşır. Her ilişkinin ihtiyaçları farklı olabilse de genel hatları ile olmazsa olmaz denilen belirli ana temalar da mevcuttur.

Kanaat Etmek:

Daha lüks bir ev daha iyi bir evlilik anlamına gelmez.
Daha lüks bir ev daha iyi bir evlilik anlamına gelmez.
Eşler gerçek olamayacak hayallerini bir kenara bırakıp ayaklarını yerde basılı tutmalıdır. Hiç kimse mükemmel değildir ve mükemmel olabilme ihtimali de yoktur. İmrenilen her hayatın içinde çok acı sınavlar gizlidir. Bundan dolayı imrenilecek hayat diye bir şey de yoktur. Daha pahalı eşyalar, daha lüks bir ev, daha iyi bir statü daha iyi bir evlilik anlamına gelmez. Aksine bu tip şeyler daha ağır sorumluluklar getirdiğinden o sorumluluklarda boğulan kişiler ilişkilerini besleme konusunda ihmalkâr davranır.
“Vazgeçmek” insanların çoğu defa gururuna yediremediği bir durumdur. Ama daha önemli değerler için daha önemsiz olandan vazgeçmek bir kaybediş değil; aksine bir erdemdir. Ne kariyer ne de lüks sevdası eşlerin birbirine olan sevdalarının üzerine çıkmamalıdır. Kırıcı olma ve dağılma noktasına gelindiğinde buna değip değmeyeceğini düşünmek gerekir. Etrafta bu konuda dolduruşa getirenler ve daha fazlasını istemek için azmettirenler olacaktır. Bu tür davranışlara itibar etmemek ve mutluluğa odaklanmak evlilik için en doğru adımdır.

Doğru İletişim:

Eşler birbirine rakip değildir
Eşler birbirine rakip değildir
İletişim sadece evliliğin değil her türlü ilişkinin bel kemiğidir. Problemi çözmek için öncelikle o problemi anlamak gerekir. Problemin asıl mevzusu yanlış anlaşıldığında çözüm yolu da sonuç da yanlış olur. Eşler birbirleriyle iletişim kurarken imalı davranmamalı tamamen açık olmalıdır. Açık olunmazsa o sözcüklerden bambaşka anlamlar çıkacaktır ve sorunlar katlana katlana büyüyecektir. Eşlerden birisi sorunlarını ifade ederken diğeri bu ifadeleri başka yönlere çekmemeli ve savunma durumuna geçmemelidir.
Eşinin kötü niyet barındırmadığı konusunda gönlünü ferah tutan kişi şikâyetleri ya da sorunları doğru anlamaya başlayacaktır. Savunma denilen davranış iki rakibin ya da iki düşmanın birbirine karşı uyguladığı bir davranıştır. Eşler birbirine rakip değildir. Bundan dolayı eşler gururu ve kibri bir kenara bırakarak barış sağlamayı ve sevgi bağı kurmayı denemelidir.

Yük Paylaşımı:

Yükler içerisindeki bir insan yorgun bir insandır
Yükler içerisindeki bir insan yorgun bir insandır
Bazı evliliklerde sorumluluklar daha fedakâr olan tarafa yüklenebilmektedir. Bu bir haksızlıktır. Eşler birbirine yük olmamalı birbirlerinin yükünü almalıdır. Yükler içerisindeki bir insan yorgun bir insandır. Yüklü insan kendine bakacak, nefes alacak ya da sevgi gösterecek zaman bulamaz. Bu da ilişkinin bağlarına yansır. Beslenemediği için günden güne zayıflayan bağlar bir gün kopma noktasına gelir.
Çok yüklendiğinin farkına varmayan eş, bir süreden sonra eşinin ilgisizliği veya bakımsızlığı konusunda şikâyetlere başlar. Kadınların erkekleri borç içinde bırakması ya da erkeğin kadını gereksiz işlere boğması buna örnek olarak verilebilir. Eşler adalet terazilerini hassas tutmayı ve vicdanlarını devamlı sorgulamayı ihmal etmemelidir.

Tam Destek:

Eşler birbirine fikir verirken aynı zamanda destek de olmayı ihmal etmemelidir
Eşler birbirine fikir verirken aynı zamanda destek de olmayı ihmal etmemelidir
Eşler birbirine akıl hocalığı yapmamalı ve “Ben sana demiştim” diyebilmek için başarısız olacağı anları kollamamalıdır. Elbette ki eşler birbirine tavsiyede ve fikir alışverişinde bulunacaktır; ancak bunu nasıl yapacağını iyi bilmelidir. Hem sözcükleri hem de mimikleriyle o güveni vermelidir. O güven verildiği zaman bir orta yol bulmak ve inatlaşmayı ortadan kaldırmak çok daha kolay olacaktır.
“Benim dediğim doğru, bak sen de göreceksin. Boşuna uğraşıyorsun.” gibi sözler o işe kalkışan tarafın yalnız hissetmesine ve umutlarının sönmesine sebep olur. Tam tersi etkiler de gözlemlenebilir. Eşi ile inatlaşıp kendini aşan risklere giren kişiler de vardır. Bu da uzun vadede sıkıntılı bir sürece girilmesi demektir. Kısacası eşler birbirine fikir verirken aynı zamanda destek de olmayı ihmal etmemelidir.

Keşif:

Bu gün sana bir kez daha âşık oldum
Bu gün sana bir kez daha âşık oldum
Yeni keşifler yeni heyecanlar doğurur. İnsanların iç dünyaları derya deniz gibidir. Her zaman keşfedilecek yeni özellikler bambaşka yanlar bulunacaktır. Önemli olan bu yanları ortaya çıkarabilecek sabır ve özveriye sahip olabilmektir. “Bu gün sana bir kez daha âşık oldum.” şeklinde kurulan sözcükler yalan değildir.
Kişiler heyecanı tükendiğinde yeni aşklara yelken açıp aynı süreçleri tekrar tekrar yaşayıp bitirmektense, kendi evliliğine odaklanarak eşini yeniden keşfedip, ona yeniden âşık olmayı denemelidir. Bu denemelerden olumlu sonuç alma ihtimali çok yüksektir. İnanmak ve çabalamak yeterli olacaktır. Ayrıca eşlerin birlikte yapacağı farklı ve heyecanlı aktiviteler de ilişkiyi pekiştirmede ve eşleri birbirine bağlamada destekleyici yöntemlerdir.

Yazıyı Puanla

SağlıklıHayat.Net
User Rating: 5 ( 5 votes)

İlgili Makaleler

4 Yorum

  1. Keramet evlilikte değil, evlenecek olanların samimiyetindedir. Mutluluk evlilikte değil ,tek başına mutlu olmayı becerenler evlensin.

  2. Evlilikte kriter olmaz, sen plan kurarsın plan ters yüz eder varlığın. Eğer illa kriter olacaksa mutlu olmak ve etmek için, yaşa tek kriterin bu olsun.

  3. Sonra başarısız olunca iş hayatında evlilikte depresyon psikolog vs. Başarısızlık hayır demek, hayır denilmeyi hazmatmek. Mutlu insanlar yetişsin artık robot değil.

  4. İki taraf da mutlu olmayı istemedikçe evlilikte mutluluğu yakalamak pek de mümkün olmuyor. :/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu